Güzelbahçe Payamlı’da geçen yıl kaybettiğimiz İzmir aşığı Sancar Maruflu’nun adıyla bu yıl 9’uncusu düzenlenen Bardacık Festivalinde üretici ve köylülerle bir araya gelen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, tarımı bitiren politikalarla çiftçinin, köylünün yaşayamaz duruma geldiğini belirterek bu durumu düzeltmenin ithalatın küçük bir bölümünden vazgeçme ile bile başarılabileceğinin formülünü verdi.
İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde bardacık inciriyle meşhur Payamlı’da çiftçilerle buluşan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, yanlış politikaları tek tek sıraladı ve çözüm için formül verdi. Beko, “Öncelikle bardacık incirini Payamlı’da üreten, emeği geçen köylümüze, katkı koyan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’ye, ‘Başka bir tarım mümkün’ diyerek çiftçilerin, köylülerin, topraklara sahip çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e teşekkür ederim. Çiftçimizin gerçekten büyük sorunları var. Bu sorunları AKP iktidarının 20 yıldır giderek daha da kötüleştirdiği yanlış tarım politikaları büyütüyor. Birincisi tarımsal üretimin pahalılığı. Neden pahalı? Tohum ithal, gübre ithal, elektrik ithal, mazot dolara endeksli, su pahalı. Bu koşullarda üretim yapmak mümkün değil! Köylerde toprak işleyenin, su kullananın olmalıdır” dedi.
İTHALATIN YÜZDE 25’İNİ KISSAK BİLE YETER…
Yanlış tarım politikalarının, çiftçiye verilmeyen desteklerin sonucunda bu değerli toprakların boş bırakılarak nohutun, mercimeğin bile ithal eder duruma gelinmesinin utanç verici olduğunu belirten CHP’li Beko, ithalattaki cüzi bir kısmanın bile tarımsal üretimi kalkındıracağını vurguladı, şu önerilerde bulundu: “Temel gıda maddesindeki ithalatın yüzde 25’ini kıssak 1 milyon köylüyü üretime geçirecek maddi imkanı sağlarız. Bugün birçok ürünü dışarıdan alıyoruz. Örneğin Rusya’dan arpa ve mısır, Ukrayna’dan pirinç, Çin’den ayçiçeği, Moldova’dan soya, Brezilya’dan pamuk, Amerika’dan mercimek, Kanada’dan nohut alır duruma geldik. Kendi çiftçimiz, topraklarımız kan ağlarken, üretim bitme noktasındayken 600 milyar doları keşke betona değil çiftçiye, köylüye verseydik memleket kurtulurdu! Bu kutsal topraklarda bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz, birleşirsek var oluruz.”
KÖYLÜMÜZ MİLLETİN EFENDİSİ OLACAK
Tarım ürünlerine uygulanan kotaların da üreticiyi tarımsal üretimden koparan bir diğer etken olduğunu belirten CHP’li Beko, “Kotalar kaldırılmalı. Pamuk, tütün, pancarda yapılan kota sonrası 3.5 milyon köylü kente göç etti. Yetmedi Sümerbank Basma Fabrikaları, Şeker fabrikaları, Tütün fabrikaları kapandı. İşçiler işsiz kaldı. Şimdi Almanya, Hollanda, Brezilya, Mozambik’ten tütün mamülleri alıyoruz. Köylülerin ve çiftçilerin 110 milyar bankalara, 15 milyar tarım kredi kooperatiflerine olmak üzere toplam 125 milyar borçları var. Durum böyle iken Anayasamıza göre milli gelirin yüzde 1’i köylüye yani çiftçiye verilir. Ancak 2006 yılından bu yana bu hak da verilmiyor. Çiftçimizin devletten 200 milyara yakın alacağı var. Atatürk’ün talimatıyla kurulan Et Balık Kurumunu kapattı. 18 yılda tarım ithalatına ödenen para bugünkü kurla 200 milyara ulaştı. Kendi çiftçimiz dururken başka ülkelerin çiftçilerini yani köylülerini sevindirdik. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi köylünün yeniden milletin efendisi olacağı günler hayal değil, yakın. CHP iktidarında köylünün, çiftçinin desteklenmesi ve kendi kendimize yeten bir ülke olmamız için tüm koşullarımız var. Dünyanın en verimli topraklarında üretmediğimiz için en pahalı ürünleri yer olduk. Buna dur deme zamanı geldi. Yeter ki çalışalım, yeter ki inanalım” ifadelerini kullandı.
BÜTÜNŞEHİR YASASI’NDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİ!
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, Bütünşehir Yasası’nın kırsalda büyük mağduriyetler yarattığına da değindi. Bütünşehir Yasası ile köy statüsünden çıkıp mahalle olan köylerde tarım ve hayvancılığın artan vergilerden dolayı yapılamadığını, verimli tarım arazilerinin arsaya dönüşmesi ile tarıma büyük zarar verildiğini, kadın işçilerin işsiz kaldığını, köylerin mal varlıklarına el konulduğunu hatırlatarak saha çalışmalarından önemli bilgiler aktardı: Karaburun Küçükbahçe köyüne gittim mahalle olmuş. Kalıcı nüfusu 1500 yazın 10 bin nüfusa çıkıyor. Narenciye bölgesi mandalin ihraç ediyorlar. Okul kapanmış, sağlık ocağı kapanmış, jandarmayı almışlar, ormancılar gitmiş, ziraat mühendisini almışlar görevden. Sadece cami imamı kalmış! Türkiye’de bugün 50 milyon dönüm arazi yani 5 milyon hektar arazi ekilmiyor! Hindistan’dan buğday ithal edilmedi dedi Tarım Bakanı ve Toprak Mahsülleri Ofisi. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım belgeleri çıkardı, Hint sürmesi hastalığı çıkmış analizlerde ve 50 bin ton buğday antlaşması iptal edildi. Yanlış tarım politikalarıyla mis gibi buğday üretilecek 50 milyon dönümü boş bırakırsan işte böyle ithalatın handikaplarıyla boğuşursun. Biz geliyoruz ve bu yanlışları düzeltecek, köylümüzü yeniden milletin efendisi yapacağız.”