Sinan Ateş cinayetinde iki dava birleştirildi
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5’inci Ceza Dairesi, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davalar arasında yaşanan yetki uyuşmazlığını karara bağladı.

Daire, ana dosyadan ayrılan iki sanığın yargılandığı dava ile kişisel verilerin hukuka aykırı olarak temin edilmesine ilişkin sekiz sanıklı davanın birleştirilmesine kesin olarak hükmetti.
Buna göre, yargılama Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdürülecek.
Ana davada karar çıkmıştı
Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’nın Çankaya ilçesinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Cinayete ilişkin 22 sanıklı ana dava, Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
Mahkeme, tetikçi Eray Özyağcı, motosiklet sürücüsü Vedat Balkaya ve olay yerinde keşif yaptığı belirlenen Suat Kurt’u, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Sanıklardan Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ise “tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet aldı. Diğer 5 sanığa 2 ila 18 yıl arasında değişen hapis cezaları verilirken, 10 sanık beraat etti, 2 sanığın dosyası ise ayrıldı.
Kişisel veriler davası da ana dosyaya dahil edildi
Öte yandan, Ateş’in öldürülmeden önce bazı kişisel bilgilerinin temin edilmesi ve cinayetin ardından faillerin gizlenmesine yardım edildiği iddialarına ilişkin açılan dava da gündemdeydi.
Bu kapsamda, dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat ve görevden uzaklaştırılan polis memuru Talha Atalay’ın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında Ankara 34’üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
İddianamede; Kılıç, Yılmazzobu ve Horat’ın “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, komiser Atalay’ın ise “kamu görevlisinin kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmesi veya yayması” suçlarından cezalandırılmaları istendi.
Sanıklar Fatih Küçükerturan, Gökhan Türkmen, Recep Küçükerturan ve Yunus Hasar için ise “suçluyu kayırma” suçundan ceza talep edildi.
İki dava arasında “fiili ve hukuki bağ” tespit edildi
Ankara 34’üncü Asliye Ceza Mahkemesi, 1 Temmuz’daki ikinci duruşmada, söz konusu dosyanın, ana davadan ayrılan sanıklar Mustafa Ensar Aykal ve Serdar Öktem’in yargılandığı dava ile birleştirilmesine karar verdi.
Ancak birleştirme kararının uygunluğu konusunda tereddüt oluşması üzerine dosya, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5’inci Ceza Dairesi’ne gönderildi.
Dosyayı inceleyen Ceza Dairesi, sanıklar hakkındaki suçlamaların içeriği, olayların gelişimi ve tarihleri itibarıyla dosyalar arasında “şahsi, hukuki ve fiili bağlantı” bulunduğuna hükmetti.
Bu değerlendirme doğrultusunda, davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğuna karar verilerek Ankara 34’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası, Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dava ile birleştirildi.
Ayrıca, 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26 Haziran 2025 tarihli birleştirmeye muvafakat vermeme kararı kaldırıldı ve sanıklar hakkındaki yargılamanın bu mahkemede sürdürülmesi karara bağlandı.