İzmirli Gazeteci Mustafa Tübcel’den, Sayın Cumhurbaşkanına açık mektup!

İzmirli bir gazeteci olarak bu açık mektubu yazmanın artık elzem olduğunu düşünüyorum!

featured

Sayın Cumhurbaşkanım;

İzmirli bir gazeteci olarak bu açık mektubu yazmanın artık elzem olduğunu düşünüyorum!

AK Parti hiçbir yerel seçimde İzmir Büyükşehir Belediyesini kazanmaya bu kadar yakın olmamıştı…

Yaşadığımız şehir İzmir’in siyasi tarihinde hiçbir Lider, hiçbir zaman il belediyesi ve büyükşehir belediyesine kadın aday göstermemiştir.

Sayın Cumhurbaşkanım Ak Parti iktidarı döneminde bu millete yaşattığınız ve gösterdiğiniz sessiz devrimler için sizlere teşekkürü borç bilirim.

Bu sessiz devrimlerden en önemlilerin başında gelen bir örnek verebilirim.

 ‘’Zihin devrimi’’ ve millete sorgulama yeteneğini öğrettiniz

Siz bu Necip Millete siyasetçinin ve bürokratların bu millete hizmetkar olması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin Halktan hiç kopmayan, dostlarını hiç unutmayan, tanımadıklarını bile kucaklayan biri olması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin yaptığı siyaseti sadece bağlı olduğu parti için değil; tüm Türkiye için yapması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin bazen aykırı bir ses olması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin telefonunun 24 saat açık olması gerektiğini ve; gecenin bir vaktinde Hızır gibi yetişmesi gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin Çekinmez, üşenmez, gocunmaz, yaz da olsa, kış da olsa yanımızda olması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin Kötü gün dostu olması gerektiğini; fakat iyi günleri de kaçırmaması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin kimsesizlerin kimsesi, zalimler karşısında mazlumların yanında olmasını öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasilerin milletle iletişim sıkıntısı yaşamaması gerektiğini öğrettiniz.

Siz bu Necip Millete siyasetçinin Her fikirden, her görüşten insanın saygınlığını, sevgisini kazanmak becerisi olması gerektiğini öğrettiniz.

Bunları sayarken kulaklarımda yankılanan Adana, Hakkari, İstanbul, Manisa, Malatya, Şanlıurfa ve Tokat İl Kadın Kolları 6. Olağan Kongrelerine canlı bağlantıda tarihe geçen sözleriniz aklıma geldi.

“Kadın elinin değdiği, kadın kalbinin adandığı, kadın kararlılığının yöneldiği hiçbir işin başarısız olma şansı yoktur” demiştiniz.

Sayın Cumhurbaşkanım

Bir kadın düşünün!

Liderine Sen Dik dur! Eğilme! Arkandayız! “Sana güveniyoruz” Diye erkeklerden daha çok haykıran,

Bir kadın düşünün!

Davasına sımsıkı sarılmış, cesareti ile mangalda kül bırakmayan birçok erkeğe inat; yaptıklarını alkışla değil, samimiyetle, karşılık beklemeden mücadele eden,

Bir kadın düşünün!

Kalbi okyanuslar kadar büyük, herkese yeter ve milletin kalbine çok güzel dokunan. Öyle mütevazi öyle doğal ki ‘’ iyi ki tanımışım’’ diyebileceğiniz,

Bir kadın düşünün!

Her türlü kötülemeye, karalamaya rağmen cevap verip, uğraşmak yerine “biz davamızın peşinden koşalım” diyen,

Bir kadın düşünün!

Birçok erkekten daha cesaretli, gözünü karartmış,

Bir kadın düşlünün!

’ biz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik ‘’ cümlesini tam anlamıyla içine sindiren ve uygulayan.

Bir kadın düşünün!

Azimli, güçlü, çalışkan

Örnek bir insan.

Bir kadın düşünün!

Güzelliğini Kalbinden

Ruhunu sonsuzluktan

Gönlünü Hakk’tan

Her zerresini aydınlık güzellikten alan…

Hele hele bu kadın eli öpülecek bir anne ise;

Hayatta sıkıştığımız her an, canımız yandığında veya dara düştüğümüzde ağzımızdan çıkan ilk kelime “anne” değil midir?

Demek istediğim, İzmir siyasetinin Işılay Saygından sonra boşluğunu dolduracak bir ablası bir annesi olmadı!

Işılay Saygın 20 yıl siyasetten uzak kalmasına rağmen, cenazesine tüm İzmirliler koşuyorsa, on binler uğurlamak için izdiham yaratıyorsa, demek ki her İzmir’ linin gönlüne dokunmuş tüm İzmirliye uzaktan yakından faydası olmuş, en önemlisi yaşadığı şehrin hem ablası hem annesi olmuştu.

Işılay hanım, Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi, Şefkat ve merhamette güneş gibi, başkalarının kusurunu örtmede gece gibi olan, Tevazu ve alçak gönüllü olan, kısacası göründüğü gibi olmayı başarmış bir siyasetçiydi.

Şimdi de aynı özellikleri taşıyan İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’dan bahsediyorum.

İzmir ve İzmirlileri annesiz ve ablasız bırakmayın Sayın Cumhurbaşkanım.

Yaşantısına , ailesine, milletin kalbine girmesine, milletin derdiyle dertlenmesine ,fakir fukaranın annesi olmasına , yetimlerin hem annesi hem babası olmasına , sokakta karşılığına ,sessiz çoğunluğun sesi, kimsesizlerin kimsesi olan, milletin telefonlarına bakıp bakmadığına , millete verdiği sözleri yerine getirip getirmediğine , kısacası insanı insan yerine koyup koymadığına, koltuk heveslisi olup olmadığına, milletin ayağına diken battığı zaman, kendisinin de canının acıyıp acımadığına baktığımızda bu profile uygun ve yaptığı uygulamalarla bunları ispatlayan ,milletin  gönlüne giren, insanların kalbine dokunan Milletin Vekili Ceyda Bölünmez Çankırı.

Evet evet Ceyda Bölünmez Çankırı…

Toplumun her katmanıyla barışık, milletin önünde diz çöken, herkesin kendinden bir şey bulduğu, kapısını ardına kadar milletine açan, milletin derdiyle dertlenen, kendisine oy vermeyenleri bile ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, milletin telefonuna cevap veren, veremediğinde en kısa zamanda dönüş yapan, böylesine yoğun siyasi bir temponun içerisinde,

Gece yarısı kapısını çalan bir üniversite öğrencisine gösterdiği yakın ilgi Ceyda Bölünmez Çankırı’nın milletin evlatlarına olan sevgisinin ifadesiydi. Bu ilgi sadece o öğrenciye özel değil, kapısını çalan herkese özeldi.

İşte İzmir ve İzmirlinin istediği aday profili.

Saygılarımla zatıalinizi kalbinizin sahibine emanet ediyorum.

İzmirli Gazeteci Mustafa Tübcel’den, Sayın Cumhurbaşkanına açık mektup!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Egesonhavadis ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin